29 Mayıs 2010, 17.00; Abidinpaşa Köşkü, Ankara
Saygıdeğer Üyelerimiz, Değerli Konuklar,
Ülkemizin çok değerli bir bilim insanı, “Şehircilik biliminin kutbu” Prof. Dr. Ruşen Keleş ile gerçekleştireceğimiz “Başkent Ankara” konulu Konferansımıza hoş geldiniz…
Bugün gerçekleştireceğimiz Konferans gerçekten büyük önem taşımaktadır. Zira, Ankara Kulübü olarak bugün şehircilik alanında dünya çapında üne sahip bir konuşmacıyı ağırlamaktayız. Prof. Dr. Ruşen Keleş ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde çok sayıda öğrenci ve akademisyen yetiştirdiği gibi, aynı zamanda çok sayıda mülki idare ve yerel idare yöneticisi de yetiştirmiş ve bu nedenle “Hocaların Hocası” sıfatını layıkıyla taşıyan ender bilim insanlarımızdandır… Ben de Hocamızın öğrencisi olma şansına sahip olduğum için büyük bir onur duymaktayım… Değerli Hocamın konferansına açış konuşması yaptığım için de bugünkü heyecanımı lütfen bağışlayınız.
Saygıdeğer Başkentliler,
Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan Başkent Ankara, Anadolu’daki merkezi konumu itibarıyla tarih boyunca çok eski uygarlıklara ev sahipliği ve başkentlik yapmıştır. Çeşitli dönemlerde tüm Anadolu yarımadasının veya Orta Anadolu Bölgesi’nin merkezi olmuştur. 17’nci yüzyıla kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun en gelişmiş şehirlerinden biri olan Ankara, bu tarihten sonra 20’nci yüzyılın ilk çeyreğine kadar ekonomik gerileme dönemi yaşamıştır. Ekonomik gerilemede Osmanlı yönetiminin Anadolu’yu ihmal etmesi, Celali İsyanları ve Batılı devletlerin ülkeyi boyunduruğu altına alması gibi iktisadi ve toplumsal olaylar yanında, kuraklık, kıtlık, çekirge salgınları, yangınlar ve salgın hastalıklar gibi çeşitli felaketler etkili olmuştur.
Kurtuluş Savaşımız sonrasında 13 Ekim 1923'te kabul edilen bir kanunla Ankara’nın yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olması, Ankara’nın yeniden ve eşine az rastlanır bir biçimde hızlı bir gelişme yaşamasına neden olmuştur. Ankara, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren, başta kamu hizmetleri alanında olmak üzere çok sayıda hizmet sektörü işkolunda ülkesel ölçekte önemli bir merkez olmuştur. 1924 yılında “Ankara Şehremaneti Kanunu” çıkarılarak Ankara Belediyesi kurulmuş ve Şehir, İstanbul'a benzer bir yönetime kavuşturulmuştur. Ankara’nın başkent olarak planlanması ve yapılaşması, büyük bir kültürel değişimin, büyük bir çağdaşlaşma projesinin temel taşı ve başlangıcıdır… “Bir modernleşme öyküsüdür Cumhuriyet’in Ankara’sı...”
Ankara, Cumhuriyetle birlikte yeni Türkiye idealinin de bir sembolü olmuştur. Cumhuriyetle birlikte Ankara’da sadece bir başkent kurulmamış, aynı zamanda yeni bir kültürel yapının ve çağdaş bir ulusun kurumları da oluşturulmuştur. Ayrıca, Cumhuriyet’in ilk 20 yılında Başkent Ankara’da kent ve imarı planı yapımı (Jansen Planı) ve kamuya ait çok sayıda tesis ve bina yanında, geniş yollar, bulvarlar, büyük yeşil alanlar, parklar, spor tesisleri, sağlık kurumları, kültürel tesisler, hizmet binaları ve eğitim tesisleri ile okullar yapılmıştır. Cumhuriyet modern bir toplumun ve başkentin gerektirdiği kurumlaşmayı ve yapılaşmayı birlikte yürütmüştür.
Cumhuriyetin her anlamda kuruluş ve yapılaşma dönemi olan ilk 20 yılında yapılanlar, daha sonraki 65–70 yılda yapılanlarla karşılaştırıldığında başarının büyüklüğü ortaya çıkmaktadır. Başkentin temel idari, sosyal ve kültürel altyapısının önemli ölçüde bu dönemde oluşturulduğunu ve toplumun hedeflenen bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir anlayış içinde bugünün ölçüleri ile çok büyük işlerin yapıldığını görüyoruz.
Günümüzde Başkent Ankara’nın özellikle dört ayrı anlamı ve boyutu öne çıkmaktadır:
(1) Milli Mücadelenin, Kurtuluş Savaşının, Bağımsızlığın, Modernleşmenin, sembolü Ankara.
(2) Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti, Yönetim Merkezi ve Türk politika yaşamının simgesi Ankara.
(3) Üniversite, kültür ve sanat kenti Ankara. Türkiye’nin en ünlü sağlık, eğitim ve sanat kurumlarının bulunduğu kent Ankara.
(4) Orta Anadolu’nun merkezi, tarımsal ve endüstriyel anlamda Türkiye’nin birkaç üretim merkezinden biri Ankara.
Atatürk’ün en büyük eserlerinden biri Cumhuriyet ise diğeri de Ankara’dır. Bu iki kavram birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Ne var ki, Başkent Ankara, Atatürk’ün ebediyete intikalinden sonra kurucusunu, koruyucusunu ve kuruluş heyecanını kaybetmiştir. Hükümetler Ankara’yı bir Başkent değil de herhangi bir kent gibi düşünmüşlerdir. Kamu hizmetlerinde ve özellikle sağlık ve eğitim gibi alanlarda bütün ülkenin yükünü onurla taşıyan Ankara’ya yeterince destek vermediler. Ankara’yı kendi kaderine terkettiler.
Merkezi İdare yanında yerel yönetimlerin de Ankara’nın “Başkentliğine” yönelik duyarlılığının zayıf olduğunu görmekteyiz. Bütün bunların sonucu olarak Ankara, kültür tesisleri ve altyapısı yönünden büyük bir duraklama sürecine girmiştir. Bugün Ankara’da geleneksel kültürel değerlerin aşınması ve kaybolmasının yanında, Cumhuriyet’in Ankara’ya kazandırdığı güzelliklerin ve değerlerin yok edilmesini de yaşıyoruz.
İşte bugün Profesör Dr. Ruşen Keleş Hoca’nın sunumuyla gerçekleştireceğimiz “Başkent Ankara” adlı Konferansta “Cumhuriyet’in Başkenti Ankara”yı konuşacağız. Cumhuriyetle birlikte Ankara nasıl bir kentleşme serüveni geçirdi? Bugün gelinen aşamada, Başkentlik işlevleri ve kentsel yapıları itibarıyla Ankara ne aşamadadır? Başkent Ankara hangi sorunları üzerinde taşımaktadır? Saygıdeğer Hocamız bu konulardaki düşüncelerini bizlerle paylaşacaktır.
Konferansımıza geçmeden önce Değerli Hocamızın kısa bir özgeçmişini Sizlerle paylaşmak istiyorum: 1932’de Trabzon’da doğan Prof. Dr. Ruşen KELEŞ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni ve Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1965’te doçent, 1971’de profesör oldu. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde iki dönem (1971–1975) dekanlık yaptı. ABD ve Japonya’nın değişik üniversitelerinde araştırmacı ve konuk öğretim üyesi olarak bulundu. Siyasal Bilgiler Fakültesi, TODAİE, ODTÜ, Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde kentleşme, yerel yönetimler ve çevre politikaları konularında dersler vermektedir.
Prof. Dr. Ruşen KELEŞ, halen Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde İşletme ve Ekonomi, Hukuk ve Mimarlık Fakülteleri’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Değerli zamanını ayırarak konferansımıza konuşmacı olarak katılımından dolayı Saygıdeğer Hocamıza ve dinleyici olarak katılımınızdan dolayı Siz Değerli konuklarımıza sonsuz teşekkür ediyorum…
Saygılarımızla.
Dr. Metin ÖZASLAN
Ankara Kulübü Derneği
Genel Başkanı