Saygıdeğer Başkentliler, Değerli Konuklar,
Bugün çok önemli bir konu için bir araya geldik. Çok değerli iki araştırmacı olan Dr. Meryem BULUT ve Hasan RÜZGAR’ın sunumlarıyla gerçekleştireceğimiz “Ankara’da Çocuk Olmak: Sokak Çocukları ve Şiddet” Panelimizde Ankara’daki sokak çocukları ve şiddet gören çocuklar üzerine panelistlerimiz tarafından gerçekleştirilen iki önemli araştırmanın sonuçlarını tartışacağız… Peşisıra, ağırlığı çocuk resimlerinden oluşan ve özel bir teknikle, doğal taşlardan eleme yoluyla elde edilen kumların kullanıldığı “kumlama tekniği” ile yapılan resimlerin sergilendiği “Mustafa KUMCU Resim Sergisi”nin Açılış Kokteylini gerçekleştireceğiz… Katılımlarınız için hepinize teşekkür ediyor, hoş geldiniz diyorum…
Hepinizin yakından gözlemlediği gibi çocuk ve gençlere yönelik şiddet eğilimlerinin hızla artması yaşadığımız dönemin en önemli sorunlarından biridir. Ülkemiz ise nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan genç nüfusuyla çocuğa yönelik şiddet ve sokak çocukları sorunlarını en yoğun yaşayan ülkelerden biridir. Hep bir zenginlik kaynağı ve kalkınma potansiyeli olarak gördüğümüz genç nüfusumuzun, doğru yönlendirilmediği, iyi korunmadığı ve sahip çıkılmadığı durumlarda artan şiddet ve sokak tehdidi altında kalacağı aşikardır.
Ülkemizdeki 0–5 yaş grubunda olan çocuklar 8 milyona yaklaşan nüfusları ile toplam nüfusumuzun yüzde 10,6’sını oluştururken, 06–18 yaş grubunda yer alan çocuklar 18 milyona erişen nüfusları ile toplam nüfus içinde yüzde 24’lük bir paya sahiptir. 19–25 yaş grubu ise yaklaşık 9 milyonluk nüfus ile nüfusun yüzde 12,1’ini oluşturmaktadır. Genç nüfus oranımızın yüksekliği, hiçbir batı ülkesi ile karşılaştırılamayacak derecede şiddet eğilimine yönelik risk taşıyan genç nüfusumuzun varlığına işaret etmektedir.
Adeta, birkaç devletin toplam nüfusuna denk olan genç nüfusumuzun oranı ülke politikalarımızın “genç nüfus” odaklı belirlenmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. Zira, 26 milyona yaklaşan 0–18 yaş grubu; terör örgütleri, suç örgütleri, organ ve uyuşturucu tacirlerinin en kolay ulaştığı ve etkilediği yaş grubudur. Bu nedenle ülkemizde artan şiddet olaylarının ve gençlerdeki şiddet eğilimlerinin önlenmesi için çocuklara ve gençlere yönelik ulusal planlamaların ivedilikle, etkin ve ölçülebilir bir şekilde yapılması gereği açıktır.
Hepsinden daha önemlisi, çocuk ve gençlerimizi şiddetten uzaklaştırmak için tüm yöneticilere, annelere, babalara, medyaya ve gönüllü sektör kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir. Unutmayalım ki, hiçbirimiz çocuklarımız ve gençliğimize karşı olan sorumluluklarımızın dışında kalamayız.
Çocuk ve gençlere ilişkin sorunların ve bu sorunlara yönelik toplumsal duyarlılığın önem kazanmasına paralel olarak çocuk hakları ve refahı Türkiye’de giderek önemi artan bir konu haline gelmiştir. Çocuk hakları Anayasamızın çeşitli hükümleri ile güvence altına alınmıştır. Anayasa’nın 10’uncu maddesinde yer alan “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir”; 42’nci maddesinde yer alan “Devlet çocukları korumak ve bunun için gerekli kurumları kurmak için uygun önlemleri alacaktır”, “Devlet maddi imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar” ve 50’nci maddesindeki “Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar” hükümleri çocuğun yüksek yararı ve temel hakları açısından temel hükümlerdir.
Benzer şekilde başta Çocuk Koruma Kanunu ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu olmak üzere çeşitli yasalardaki hükümler de Anayasa’da öngörülen maddeleri desteklemektedir. Türkiye Asgari Yaşa İlişkin 138 sayılı ve Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerine İlişkin 182 sayılı ILO sözleşmeleri ile Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesini kabul etmiştir. Ayrıca ÇHS ile uyumu sağlamak üzere Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocuk Satışı, Fahişeliği ve Pornografisine İlişkin ve Çocukların Silahlı Çatışmaya Katılması İhtiyari Protokolleri de onaylamıştır. Mevzuatın uygulanması sırasında çocuğun yüksek yararını gözetmeyen mahkeme kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasıyla Sözleşme ve yargı kararları da uyumlu hale getirilmiştir.
Çocuklara yönelik politika ve hizmetlerin temel amacı çocukların temel hakları olan yaşama, koruma, katılım ve gelişim haklarını gerçekleştirebilmelerinin, özellikle de zor koşullar altındaki ve risk grubundaki çocukların yaşam kalitelerinin yükseltilerek topluma uyum ve entegrasyonlarının sağlanmasıdır.
Bununla birlikte, çocukların ihtiyaçlarını karşılamak ve haklarını korumak üzere bu alanda çalışan personelin niteliğinin geliştirilmesi, söz konusu gayret ve çalışmaların sayıca ve nitelik olarak artırılması, ilgili kurum ve kuruluşlar arasındaki eşgüdümün güçlendirilmesi ve hizmetlerin bütünsel bir yaklaşımla uygulanması alanlarında önemli ölçüde sorunlar bulunmaktadır. Yasalarla güçlendirilmekte olan hakları uygulamaya geçirecek, hayata aktaracak kurum ve mekanizmaların oluşturulması ve işlevsel hale getirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca, çocuk koruma alanında müdahale çalışmalarının yanı sıra önleyici ve rehabilite edici çalışmalara da ağırlık verilmesi daha başarılı sonuçlara ulaşmayı sağlayacaktır. Zira, unutulmamalıdır ki, şiddetin çocuk ve gençlerde artmasının getirdiği maliyet, nedenlerini engellemek ve ortadan kaldırmak için sarf edeceğimiz kaynaklardan kat kat fazladır.
İşte bugün Dr. Meryem BULUT ve Hasan RÜZGAR ile birlikte “Ankara’da Çocuk Olmak: Sokak Çocukları ve Şiddet” adlı Panelimizde Ankara’daki çocuk sorunlarını tartışacağız. Panelimizin hemen ardından saat 19.00’da Mustafa KUMCU’nun kendine özgü kumlama tekniği ile yaptığı çocuk resimlerinden oluşan Resim Sergisinin Açılış Kokteylini gerçekleştireceğiz.
Dr. Meryem Bulut sunumunda, Ankara’daki çocuklar ile doğrudan görüşerek yaptığı saha araştırması kapsamında şiddet mağduru çocukların özellikleri, şiddete maruz kalma nedenleri ve süreleri, şiddete maruz kaldıkları yerler ile şiddet mağduru çocukların bizatihi kendilerinin şiddeti değerlendirmelerini ele alacak ve yorumlayacaktır. Sokak çocukları üzerine “Sokağın Efeleri” adlı bir kitabı da olan Hasan Rüzgar ise sokak çocukları ile sahada, yaşadıkları çevrelerde yaptığı görüşmeleri aktaracak ve sokaktaki çocuğun dünyasını bizlerle paylaşacaktır. Panelimize geçmeden önce konuşmacılarımızın kısa özgeçmişini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dr. Meryem BULUT Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Antropoloji Anabilim Dalından “Şiddet Kurbanı Çocukların Sosyal Antropolojik Açıdan İncelenmesi” adlı doktora teziyle Temmuz 2008 yılında mezun oldu. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Antropoloji Anabilim Dalında, Yüksek Lisans yaptı. Boşanmış Kadınlarda Ruhsal Çöküntü ve Kültür İlişkisinin Sosyal Antropolojik Açıdan İncelenmesi konusunda alan araştırması yaparak yüksek lisans tezi hazırladı. 1985’te Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi, Sosyal Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bölümünü bitirdi.
Halen Ankara Üniversitesi, Kültür Şube Müdürü olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda Gazi ve Ankara Üniversitelerinde Sosyal Antropolojiye Giriş dersini vermektedir. Boşanmış kadınlar ve Şiddete maruz kalmış çocuklarla ilgili yayınları bulunmaktadır. Ayrıca, Yezidiler ile ilgili bir çalışması vardır. “Çocuk ve Şiddet” isimli bir kitabı yayımlanmıştır. Haziran 2009 tarihinde yapılan Mardin saha araştırmasında elde edilen verilerden oluşan “Şiddet ve Kültür” isimli kitapta bölüm yazarlığı yapmıştır.
Aynı zamanda Derneğimizin de üyesi olan ve 1942 doğumlu olan Hasan Rüzgar ise ilköğretimden itibaren tüm öğrenimini Ankara’da tamamlamıştır. Milli bir boksör olan Hasan Rüzgar, aktif sporculuk döneminden sonra boks antrenörü, Ankara Boks Temsilciliği Boks Federasyonu üyesi, Genel Sekreteri ve Türkiye Boks federasyonu Başkanı olarak Türk boksuna aralıksız 30 yıl hizmet vermiştir. Ayrıca 1978–1982 yıllarında Avrupa Boks Birliği Yönetim Kurulunda görev yapmıştır. Köln ve Budapeşte Spor Akademilerinde de eğitim alan Rüzgar, İngilizce ve Arapça dillerini bilmektedir. Çeşitli Dernek ve Federasyonların da Genel Başkanlığını yapmış olan Hasan Rüzgar aynı zamanda yazar, şair ve ressam olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Yayımlanmış 12 adet kitabı vardır.
Panelimize ve Sergi Açılışımıza katılımınızdan dolayı tekrar hoş geldiniz diyor, teşekkür ediyorum.
Dr. Metin ÖZASLAN
Ankara Kulübü Derneği
Genel Başkanı