1 Temmuz 2009, Abidinpaşa Köşkü
Değerli Konuklar, Saygıdeğer Ankaralılar,
1 TEMMUZ, Milli Mücadele tarihimiz açısından son derece önem taşıyan bir gündür. Bugün, dönemin Ankara Valisi Abidin Paşa tarafından 1880’li yıllarda Vali Konağı olarak yaptırılan Abidinpaşa Köşkü’nün, 1 Temmuz 1920 yılında, resmi adıyla “ZABİT NAMZETLERİ TALİMGÂHI” olarak Milli Mücadele Ordumuza subay yetiştirmek üzere hizmete girişinin 89’uncu yıldönümüdür.
Milli Mücadele tarihimizin doğru anlaşılması ve gelecek kuşaklarımıza doğru aktarılması açısından son derece anlamlı bugünkü törenlere katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyor, hoş geldiniz diyorum...
Ülkemiz işgal altındayken İstanbul’daki Harp Okulu’ndan ve işgal altındaki diğer şehirlerimizde bulunan askeri liselerden kaçarak Ankara’ya gelen askeri okul öğrencileri ve yedek subaylar, bu okulda kısa ve yoğun bir eğitim gördükten sonra İstiklal Ordumuza katılmışlardır.
Bu okul, o dönemki adıyla ZABİT NAMZETLERİ TALİMGÂHI, 1 Temmuz 1920 günü, Mustafa Kemal Paşa ile birlikte, Fevzi ÇAKMAK, Refet BELE ve Kazım İNANÇ Paşalarla bazı milletvekillerinin katıldığı açılış töreniyle hizmete girmiştir.
Mustafa Kemal Paşa, yokluklar nedeniyle çadır bezinden yapılmış üniformaları içinde tören düzeninde bekleyen HARBİYELİLER’e Açılış Töreninde şu tarihi konuşmayı yapmıştır:
“Çocuklarım, bu talimgâha henüz Harbiye diyemiyoruz... Çünkü çok eksiğimiz var... Ama ben sizlere, hakkınız olan adınızla hitap edeceğim... Harbiyeliler!...
Savaş ve yenilgi acıları içinde büyüdünüz... İşgal altındaki okullarınızdan, evlerinizden kaçtınız... Milletinizin kurtuluş mücadelesine katılmak için bin bir zorluk içinde Ankara’ya geldiniz... Bunca yorucu bir eğitimden geçtiniz... Ne çocukluğunuzu bildiniz, ne gençliğinizi yaşadınız... Birkaç gün sonra da çok sert bir savaşa katılacak, gerekirse canınızı feda edeceksiniz... Biliniz ki gelecek nesiller bu fedakarlıklar sayesinde, medeni alemde, eşit haklara sahip, bağımsız bir milletin, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür çocukları olarak yaşayacaklardır... Size söz veriyorum!”
Bu okuldaki bir yıllık eğitimden sonra Kurtuluş Savaşında görev alan mezun Teğmenlerin tamamına yakını şehit olmuştur... Kendilerini rahmet ve şükran duygularıyla anıyoruz... İnanıyoruz ki uğrunda canlarını verdikleri Milli Mücadele ve Ulusal Kurtuluş Savaşımız sonrasında bu Ülkenin insanları; MEDENİ ALEMDE, EŞİT HAKLARA SAHİP, BAĞIMSIZ BİR MİLLETİN, FİKRİ HÜR, İRFANI HÜR, VİCDANI HÜR ÇOCUKLARI OLARAK YAŞAMAKTADIRLAR ve YAŞAYACAKLARDIR.
Zabit Namzetleri Talimgâhı Kurtuluş Savaşımız kazınıldıktan sonra ve özellikle 1 Nisan 1923’ten sonra Harp Okulu olarak anılmaya başlanmış ve bu binada Şanlı Ordumuzda görev alan “TEYMENLER” yetiştirilmiştir. Milli Mücadelede ve Cumhuriyet Döneminin başlarında Ordumuza “TEYMENLER” yetiştiren bu Tarihi Binada, günümüzde ise Anadolu’nun ve Ankara’nın en köklü geleneğinin temsilcisi Ankara Kulübü “SEYMENLER”i yetiştirilmektedir...
Ankara Kulübü Derneği, bizzat Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 27 Aralık 1932 tarihinde verdiği direktifle, O’nu 27 Aralık 1919”da Ankara’ya gelişlerinde karşılayan Ankaralılar ve Seymenler tarafından ilk defa “Ankara Kulübü” adıyla kurulmuştur. 31 Ağustos 1947 tarihinde “Dernek” olarak tescil edilen Ankara Kulübü Derneğine, 3 Ekim 1990 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile “Kamuya Yararlı Dernek” statüsü verilmiştir. Derneğimiz Genel Merkezi olan bu binada, tarihi Abidinpaşa Konağında, diğer adıyla Milli Mücadele dönemi Harbokulunda faaliyetlerini sürdürmektedir.
77 yıllık köklü tarihiyle Ankara’nın ve hatta Ülkemizin ilk derneklerinden biri olan Ankara Kulübü Derneği, Ankara’nın kültürü, tarihi, gelenekleri ve kent kimliği ile Seymenlik geleneğine ilişkin değerlerin araştırılması, yaşatılması, aslına uygun olarak korunması, yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir. Derneğimiz ayrıca, Ankaralıların düşünsel ve kültürel alanlardaki gelişmelerini, aralarında sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamayı, Ankaralılık ve Başkentlilik bilincinin geliştirilmesini amaçlamaktadır.
Bizler, Ankaralılar olarak, Ankara ve Ankaralılığın Cumhuriyet kültürü olduğunun idrakindeyiz. Atatürk’ün en büyük eserlerinden biri Cumhuriyet ise, diğeri de “Başkent Ankara”dır. Cumhuriyet ve Başkent Ankara birbirinden ayrılmaz bir bütündür.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle kurulan Ankara Kulübü, Türkiye’nin Kalbi ve Atamızın emaneti olan olan Başkent Ankaramızın maddi ve kültürel her türlü mirasını koruyup geliştirmeyi bir görev bildiği gibi, Ankara’nın ve Ankaralıların güncel sorunlarının da yakın takipçisi olma gibi büyük ve önemli bir sorumluluğunu üzerinde taşımaktadır.
Bu anlamlı törene katılımınızdan dolayı tekrar teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum...
Dr. Metin ÖZASLAN
Ankara Kulübü Derneği
Başkanı