Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki dönemlerde de Ankara’nın kültürü, tarihi, gelenekleri ve kent kimliği ile Seymenlik geleneğine ilişkin değerlerin araştırılması, yaşatılması, aslına uygun olarak korunması, yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi alanlarında yaptığımız çalışmaları artan bir tempoda sürdüreceğiz. Ayrıca, Ankaralı hemşehrilerimizin düşünsel ve kültürel alanlardaki gelişmelerini, aralarında sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamayı, genel anlamda kentlilik, özelde de Ankaralılık ve Başkentlilik bilincinin geliştirilmesi amacı doğrultusunda çalışmalarımıza hız vereceğiz.
Ankara bin yıldır bağımsızlık meşalesini taşıyan ve bağımsızlığı yaşam biçimi olarak gören bir kenttir. Ankara 1878 Harbinden Çanakkale’ye kadar en çok şehit veren kent ve yöredir. 1878 Harbinde Doğu cephesinde ve Balkanlarda bu bölgenin 180 bin evladı savaşmıştır ve çoğu geri dönmemiştir. Ankara bağımsızlığı yaşayan, bunun anlamını bilen ve bedelini ödeyen bir kenttir. Ankara, Milli mücadelenin doğuşunda ve başlangıcında olayları en doğru bir biçimde izleyen, gerçekleri anında gören ve tavrını koyan kahramanların ve bilge kişilerin kentidir. Bağımsızlık geleneği ve emsalsiz bir sağduyu ile, işgal altında ve gaflet içinde uyuyan İstanbul’a ilk kez “hayır” diyen kentimizdir. İstanbul’un yönetimini reddeden ve onun atadığı yöneticileri kabul etmeyen kenttir. En umutsuz ve karanlık dönemlerde kendi yönetimini kuran aydınlık bir kenttir.
Ankara ve Ankaralılık Cumhuriyet kültürüdür. Atatürk’ün en büyük eserleri Cumhuriyet ve Ankara’dır. Bu iki kavram birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Ne var ki, Başkent Ankara, Atatürk’ün ölümünden sonra kurucusunu, koruyucusunu ve kuruluş heyecanını kaybetti. Hükümetler Ankara’yı bir Başkent değil de herhangi bir kent gibi düşündüler. Kamu hizmetlerinde ve özellikle sağlık ve eğitim gibi alanlarda bütün ülkenin yükünü onurla taşıyan Ankara’ya yeterince destek vermediler. Ankara’yı kendi kaderine terkettiler. Bugün Ankara’da geleneksel kültürel değerlerin aşınması ve kaybolmasının yanında, Cumhuriyet’in Ankara’ya kazandırdığı güzelliklerin ve değerlerin yokedilmesini de yaşıyoruz.
Üzülerek belirtmekte yarar görüyoruz ki, Ankara ekonomisinin ülke ekonomisi içerisindeki göreceli konumu 1980 sonrası dönemde hızla gerileme göstermektedir. Başkentlik fonksiyonları gereği kamu hizmetlerinin yoğunlaştığı bir merkez olan Ankara’nın, bu alanda yaşanan gerileme ile ekonomisinin daralma gösterdiği bir gerçektir. Finans, bankacılık ve danışmanlık faaliyetleri gibi diğer hizmet sektörü alanlarında da Ankara gerekli atılımları yapamamıştır. Ve hatta içinde bulunduğumuz dönemde kamuya ait finans merkezlerinin İstanbul’a taşınması gibi Ankara ekonomisi açısından son derece olumsuz bir süreci yaşamaktadır. Ankara ekonomisi açısından önemli bir iş hacmi ve istihdam kaynağı olan kamu finans kurumlarının Ankara’dan kopartılması durumunda Ankara ekonomisi kuşkusuz büyük bir darbe yiyecektir.
Kamu hizmetleri daralırken, Ankara’da özel sektör de yeterince iş hacmi ve istihdam yaratamamaktadır. Ankara sanayisi küreselleşen ekonomiye uyum sağlamakta güçlük çekmekte ve yön aramaktadır. Benzer şekilde Ankara tarımı ve çiftçisi de can çekiştirmekte ve tarımsal faaliyetlerin yoğunlaştığı ilçelerimiz ve kırsal kesim alternatif alanlarda çıkış yolunun geliştirilmediği bir ortamda ayakta kalma mücadelesi vermektedir. Cumhuriyet’in ilanından sonra ülkenin en önemli kültür ve sanat merkezi olan Ankara bu özelliğini de yitirmeye başlamış ve popüler kültürün yaygınlaşması ile birlikte gerçek sanatçılarını ve kültür-sanat zeminini önemli ölçüde kaybetmiştir. Ankara artık opera, bale, tiyatro ve resim-heykel gibi alanlarda sanat terbiyesi içinde yetişmiş gerçek sanatçıları ile değil, “Ankaralı ....” ünvanlı müstehçen şarkılar icra eden kişiler yoluyla tanınmakta ve bilinmektedir. Ek olarak Ankara çok önemli kültür-turizm potansiyellerine sahip olmakla birlikte Türkiye turizm pastasından aldığı pay dikkate değer bir noktada dahi değildir.
Diğer yandan geri kalmış kentler ve bölgeler ile çevre ilçe ve kırsal kesimden ise yoğun bir göç baskısıyla Ankara nüfusu artmakta, istihdam yaratılamayan bir ortamda kayıtdışı ekonomi ve enformel sektöre kayış yaşanmaktadır. Artan nüfus baskısı ile kent ekonomisinde yaşanan sorunların birleştiği bir ortamda, kentsel yoksulluk ve işsizlik sorunları artış göstermekte ve kent ortamında sefaletle içiçe yaşayan kesimlerin kentle, kent kültürüyle bütünleşmesi, diğer bir deyişle kentlileşmesi hayalden başka bir anlam ifade etmemektedir. Artan kentsel yoksulluk ve işsizlik yanında çözülen değerler sistemi özellikle şehrin yeni sakinlerinde suç oranlarında, intihar sayılarında, cinnette önemli bir sıçrama yaşanmasına neden olmaktadır. Tüm bu tablonun kente getirdiği yeni maliyet ise kentsel yaşam kalitesinin azalması, Ankaralılarda huzur ve güvenlik hislerinin hızla ortadan kalkmasıdır. Artan trafik ve ulaşım sorunları, gürültü ve çevre kirliliği, çarpık yapılaşma ve kentsel altyapı hizmetlerinde yaşanan eksiklikler ise kentsel yaşam kalitesini daha da aşağıya çekmektedir.
Özetle, tüm kamu hizmet birimlerinin yönetim merkezleri Ankara’da bulunmakla birlikte Ankara sahipsiz bir kenttir. Kentin ekonomik, sosyal, kültürel, yönetimsel, mekânsal, çevresel vb. sorunlarını bir bütün olarak değerlendiren, bu sorunlara bütüncül bir program dâhilinde çözüm üreten, şehrin vizyonunu, gelişme projeksiyonlarını, politikalarını ve projelerini planlı bir zeminde diğer kurumlarla eşgüdüm içinde belirleyen yönlendirici, lokomotif işlevi görecek kurumların eksikliği yaşanmaktadır. Ayrıca Ankara diğer büyük şehirlerimizin sahip olduğu gibi kentlerinin her türlü sorununa duyarlı, bu sorunları takip eden ve çözüm üreten bir kent lobisinden, bir Ankara lobisinden de yoksundur. Tüm bu yoksunluklar ise Ankara’yı yukarıda ifade edildiği gibi “sahipsiz bir kent” niteliğine dönüştürmektedir.
Bu kapsamda Ankara Kulübü olarak genel hatlarını yukarıda belirttiğimiz sorunları Ankaramız ve Ankaralı hemşehrilerimiz adına yakından takip etme, bu sorunlara dönük geliştireceğimiz projelerimizi ve çözüm raporlarımızı ilgili mercilerle ve Ankaralılarla sürekli olarak paylaşarak Ankaramızın ve Ankaralıların sorunlarına duyarlı bir kamuoyu yaratma arzusu taşımaktayız. Bunda da en büyük desteği Saygıdeğer Üyelerimiz ve Ankaralı Hemşehrilerimizden alacağımıza yürekten inanıyor, saygılar sunuyoruz.
Dr. Metin ÖZASLAN
Ankara Kulübü Derneği
Genel Başkanı